SİS VE GECE,AHMET ÜMİT
En baştan belirteyim ki,''Türkler polisiye yazamıyor''kolaycılığına sapmak istemiyorum ama ne yazık ki yazamıyorlar.
Kitabın arka kapağında ''örgüt evlerine düzenlenen baskınlar ,yargısız infazlar,kayıtlara geçmemiş ölümler...Türkiye'nin yakın geçmişine insani bir bakış...''gibi bir şeyler yazdığını gördüğünüzde sanki siyasi bir roman okuyacağınızı zannediyorsunuz.Oysa evli bir MİT ajanının ayrıldığı yasak aşkını devlet imkânlarını kullanarak aradığı;vurguncu Şeref,Piç Neco,baba katili Cuma'nın mikro hikâyeleriyle zenginleştirilmeye çalışılmış sığ bir polisiye roman olduğunu göreceksiniz.
Ayrıca bu kitabın birinci tekil şahıs ağzıyla değil,üçüncü tekil şahıs ağzıyla yazılsaydı daha doğru olacağını düşünmekteyim.Zira olayların sıcağı sıcağına yaşandığı anlarda anlatıcının çok detaylı tasvirler yapması inandırıcılıktan uzak kalmasına neden oluyor.
Bir diğer husus da sanki Ahmet Ümit kitabını bitirdikten sonra bir üst-akıla "nasıl olmuş?" diye sormuş, o üst-akıl da "iyi, tamam da hiç cinsellik yok" demiş gibisinden bir izlenim uyandıran, özellikle 418. ve 419. sayfalardaki zoraki eklemlenmiş ( olmasa da olur tadındaki) anlatıcının karısıyla sevişmesi ve boşalmasına dair bölümler de son derece yersiz kaçmış.
Kısacası şezlongunuzda yorulmadan, kolayca okuyacağınız bir başka kitap, diyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder