30 Nisan 2018 Pazartesi

ZAR ADAM / LUKE RHINEHART

                                ZAR ADAM  /  LUKE RHINEHART





Gündelik hayatı rutininden sıkılmış Luke Rhınehart adlı bir psikiyatrin bir gece alacağı kararlar için,yazı tura atmak misali,zar atmayı akıl etmesi üzerine kurgulanmış bir kitaptır.Başka bir ifade ile yapabileceklerini numaralandırıp zarda gelen sayıyı kayıtsız şartsız yerine getirme zorunluluğunun zamanla bir doktrin veya dine dönüşmesidir.

Yer yer birinci tekil şahıs ağzıyla yer yer üçüncü tekil şahıs ağzıyla yazılan,arada bir rapor ya da tutanaklar eklenmiş ve İncilvari Zar Kitabından alıntılarla oluşturulmuş bu kitabı gereğinden fazla uzatılmış buldum.Kapağındaki son derece övgü dolu sözlere rağmen benim için '' okunmasa da olur''kitaplar kategorisindedir.

EDGAR ALLAN POE,BÜTÜN ÖYKÜLERİ


EDGAR ALLAN POE,BÜTÜN ÖYKÜLERİ

Kitabın kapağında da belirtildiği gibi Poe ;korku,gerilim,fantastik kurmaca ve polisiye gibi birçok edebi türde,hem de kırk yıllık yaşamında,çok önemli eserler vermeyi başarmış bir yazardır.
Birinci ciltte;Dehşet Öyküleri,Gizemli Öyküler ve Dedektif Öyküleri ile Politik ve Edebi Taşlamalar şeklinde üç ana başlık altında kırk bir  öykü toplanmıştır.

Bunlardan Dehşet Öykülerinde genelde geçirilen bir felç veya kriz sonrasında ölü sanılarak diri diri gömülen karakterlerin anlatıldığı gotik unsurlara sıkça rastlanıyor.Bu bölümde benim sevdiğim ya da  dikkat çekici bulduğum hikâyeler '' Kara Kedi'',''Kuyu ve Sarkaç''tır.

Gizemli Öyküler ve Dedektif Öykülerinde ise ''Morgue Sokağı Cinayeti ''ve ''Altın Böcek'' en sevdiğim öykülerden/kurgulardan oldu.

Politik ve edebi taşlamalar ise okuma akışımın en çok düştüğü bölümdü.Zamanın edebi atmosferine yabancı olan herkes sanırım bu kısımda biraz sıkılıyordur.Diğer yandan bu kitabı okuyacaklara nacizane bir önerim olacaktır:Bir seferde okumaya çalışmak yerine araya farklı kitaplar koyarak hikâye hikâye şeklinde okumak daha keyifli gelebilir.

Son olarak kitabın çevirisi ve dipnot açıklamaları bakımından Hasan Fehmi NEMLİ'yi gerçekten çok başarılı buldum.Ciddi bir birikim,emek ve sabrın meyvesi olan bu çeviri de Poe'nun hayatı ve çağdaşı olaylar ile kitabın son kısmındaki '' meraklısına notlar'' şeklinde hikâyelerin arka planına bakıldığı kısımların kitaba eklenmesi de gayet güzel olmuş.







19 Nisan 2018 Perşembe

GÜLÜN ADI / UMBERTO ECO

  •                                          UMBERTO ECO 








Umberto Eco Orta Çağ Avrupası denilince akla gelen ilk mikro tarihçi ve yazarlardandır şüphesiz.Gülün Adı ise onun yalnızca Türkiye'de değil tüm dünyada en çok bilinen eseridir.
Bir Fransisken rahibi olan Baskervileli William'ın(çok iyi eğitim almış,din adamı olmasına rağmen son derece rasyonel ve vicdan sahibi zeki biridir)yanında çömez olarak bulunan Adso'nun ihtiyarlığında yazdığı anılar olarak karşımıza çıkan bu eserde;en temel anlatı 14.yüzyıl İtalyasında bir manastırda yaşanan gizemli ölümlerdir.Arka planda ise İsa'nın mülksüzlüğü/fakirliği üzerinden Katolik Kilisesi ve kilisenin gücünü kırmayı amaçlayan imparatorun çekişmeleri yer alır.
Gülün Adı her ne kadar Hristiyan tarikatlarına dair verilen ve çoğu zaman anlaşılmayan ya da hemen unutulan bilgiler ile sık sık dipnot okumanızı gerektiren Latince ifadeler;manastırın özellikle labirent biçimindeki kütüphanesinin tasvirleri okumayı zorlaştırsa da güçlü bir polisiye örneğidir.Diğer yandan ise Gülün Adı bilginin güç olduğu, gücün ise paylaşılmak istenmediği bir dönemde otoritesini dogmatizmle besleyen kilisenin keyifli bir anlatısıdır.


SACHER MASOCH'UN TAKDİMİ GILLES DELEUZE ve KÜRKLÜ VENÜS /LEOPOLD VON SACHER -MASOCH

SACHER MASOCH'UN TAKDİMİ
GILLES DELEUZE ve KÜRKLÜ VENÜS /LEOPOLD VON SACHER -MASOCH


Edebiyat tarihinde var olan ve psikopatolojik durumlara  ad olarak verilecek en büyük iki örnek şüphesizdir ki Marquis De Sade ve Sacher Masoch'tur.Bu iki yazarın aykırılığı onların bir şeyleri keşfetmelerinden değil ama bu aykırılıklarını sistematik bir şekilde ortaya koyan ilk kişiler olmalarındandır.

Bu kitap,temel olarak 3 bölümden oluşmaktadır.İlk ve uzun kısım Gilles Deleuze'nin sadizm ve mazoşizme dair son derece öğretici psikiyatrik, edebi ve felsefi çözümlemeleridir. Özellikle sadizm ve mazoşizmi birbirini tamamlayıcısı oldukları,mazoşistin kendisinin işkencecisine teslim etmiş,pasif,bir nesne olduğu gibi doğru bilinen yanlışları ortaya koyuyor.Zannedilenin aksine mazoşistin nesne değil;işkencecisini kendi seçen,yetiştiren ve onu bir sözleşmeyle bağlayan özne konumunda olması,"suçlu olanın babanın karşısında oğlun değil,oğlun içindeki baba"nın  olması gibi çarpıcı saptamaları ile gerçek bir övgüyü hak ediyor Gilles Deleuze.

İkinci bölümde ise bizzat Sacher Masoch'un Kürklü Venüsü yer alıyor.Severin adlı karakterin nasıl aşık olduğu,sevdiği kadından nasıl bir "canavar"yarattığı,acının ve aşağılanmanın zirvesinden nasıl kendisine hazların "en büyüğünü"yaşattığının anlatıldığı bol bol mitolojik ve tarihsel olaylara gönderme yapılan  başarılı bir romandır.


Üçüncü bölümde ise 3 ek var.İlkinde Sacher Masoch'un kendisindeki farklılığı  ilk kez hissettiği bir çocukluk anısı anlatılıyor.İkinci ekte Sacher Masoch'un zamanında iki partneri ile yaptığı sözleşmeler yer alıyor.Üçüncü ekte ise Kürklü Venüse ilham veren eşi Wanda'nın anlatısı ile Masoch'un soylu bir erkekle  mektuplaşması üzerine başlayan ve gittikçe gizemli bir hâl alan macerası anlatılıyor.
Son olarak diyebilirim ki;aykırı edebiyatı seven ya da farklı bir şeyler okuma ihtiyacı duyan herkese tavsiye ederim.

NOT:Kitap ile doğrudan bir alakası olmasa da mazohizme dair bir şeyler seyretmek isterseniz 'Piyano Öğretmeni' adlı filmi de listenize alabilirsiniz.